31 Ağustos 2009 Pazartesi

Bir Devin Düşüşü






Kimilerine göre gereksiz, kimilerine göre erken ve kimilerine göre uygun olarak nitelendirilebilir bu yazacaklarım. Yazının başlığı insanlara İgor Gouzenko’nun “Bir Devin Düşüşü“ romanını anımsatabilir ama bu yazıda ne edebiyattan ne de siyasetten bahsetme gibi bir amacım var. İgor Gouzenko , eserinde dev olarak Maksim Gorki’yi işaret etmişti. Üstelik bu işaret sembollerle sağlanmıştı. Ben ise sembol filan kullanmayacağım.

Konu her zaman olduğu gibi yine futbol. Bundan yaklaşık 2 yıl kadar önce Trabzonspor bir yönetim krizi yaşamıştı. Bu süreçte Sadri Şener büyük bir mutabakat ile başkan olarak seçilmişti. Hatırladığım kadarıyla hiçbir başkan Sadri Şener kadar desteği arkasına alarak o göreve gelmemişti. Kulüpte iyi diye nitelendirebileceğimiz bir teknik direktör vardı. Zira kendisi futbol adına Türkiye’nin genelinin bir adım önünde yer alacak bir vizyona sahip futbol adamıydı. İlk transfer sezonunda büyük bir hareketlilikle takıma ivme kazandıracak oyuncular kulübe kazandırıldı. Aslında sıkıntı daha o dönemde baş göstermişti. Vizyon sahibi bir hoca vizyonsuzlukları paçalarından akan bir yönetim kuruluyla çalışmak zorundaydı. Sonuç olarak olmadı ve hoca yetersiz görülerek gönderildi. Yerine ise 3 aylık bir arayışın ardından Samet Aybaba durağına uğrayıp Hugo Broos getirildi ve yeni teknik direktör şu ana kadar geçen süre içerisinde başarısız oldu. Menejerlere komisyon olarak dönen transferlere imza atıldı. Borç aldı başını gitti ve yakın bir gelecekte Trabzonspor taraftarları Sadri Şener için istifa sözünü sarfetmeye başlayacaklar.

Kişisel olarak Sadri Şener hakkında kimsenin olumsuz bir söz söyleyeceğini düşünmüyorum. Yalnız çevresinde onu yanlış yapmaya sevk eden yöneticiler sebebiyle neredeyse efsane olarak anılmasına ramak kalmış Sadri Şener rezilce kulüpten gitmek zorunda kalacak. İşte bu yüzden bu yazının başlığı “Bir Devin Düşüşü “ oldu.

0 yorum: