26 Kasım 2009 Perşembe

Türk Futbolunda Profesyonellik Algısı







Çağımız futbolunun en önemli gereksinimi profesyonelliktir dersek yanlış bir saptama yapmış olmayız. Peki bu profesyonelliğin ülkemizdeki algılanmasında bir problem var mıdır? Bu sorunun cevabı aslında futbolumuzun neden bu denli geri kaldığının delilidir. Çağdaş kulüpler sadece futbolcu bazında değil kulübün başkanından çaycısına kadar profesyonelliği tercih etmektedirler. Ülkemizde ise bu kavrama duygusal açıdan baktığımız için bir türlü profesyonelliğin ne olduğunu kavrayamıyoruz.

Trabzonspor’un şu andaki sıkıntılarından bir kısmı bu profesyonellik algılamasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde kulüpler şeffaf bir yapıya sahip olmadıkları için sözleşme yükümlülükleri çoğu zaman yerine getirilmez. Böyle bir haksızlıkla karşı karşıya kalan oyuncular kendi haklarını istedikleri zaman ise adeta aforoz edilir. Zaman zaman futbol dünyamızda bu haberler çıkar durur. Yöneticilerin klişeleşmiş sözlerinden artık midemiz bulanır hale geldi. “Kulübümüzde kimsenin parası kalmaz“

Parasını alamayan oyuncu kötü bir performans gösterince ise tüm pislikler o oyuncunun sırtına vurulur. Böylelikle 1 taşla iki kuş vurulmuş olur. Şark kurnazı yöneticiler kendi beceriksizliklerini sümen altı ederler bu sayede. Ayrıca oyuncuyu parasını isteyemez hale getirirler. Oysa kendilerinin kulüpte olan 1 kuruşluk alacaklarından dolayı kongre dahi erteleme yoluna giden yöneticiler gördü bu ülke.

Gelelim bu işin taraftar ayağına. Futbolcular formaya olan aşklarından dolayı ter dökmüyorlar. Bir ücret karşılığı görevlerini yerine getiriyorlar. Bu oyuncuları hainlikle suçlayan bilinçsizler aynı durumda olsalar belki de daha beterini yapacaklardır ama diyorum ya profesyonellik algısı farklı bu ülkede. Asıl ihanet senin forman için ter döken oyuncuların parasının zamanında ödenmemesine seyirci kalmaktır. Lakin o durumda kralın çıplak olduğu görüleceği için yöneticiler zorda kalırlar.

Oyuncularda yabancı yerli ayrımı adeta ırkçı bir zihniyetle yapılıyor ödeme konusunda. Yabancı oyuncu profesyonelliği bildiği için kendisinin istismar ettirmiyor hemen gidip FİFA’ya başvurup parasını çatır çatır alıyor. Hatta Galatasaray sırf bu gecikmiş ödemelerden dolayı Ribery gibi bir yıldızı elinden kaçırdı. Garibim yerli oyuncular adeta üvey evlat muamelesi görüyorlar. Paralarını isteyip kulüplerini şikayet etseler yarın nerede oynayacaklar. Bu riske girip parasını isteyenlerin futbol kariyerlerine erkenden nokta koyduklarını zaman zaman gazete sayfalarından okuyoruz.

Türk futbolu eğer ilerlemek istiyorsa TFF’nin bu ödemeler konusuna acilen el atmasında fayda var. Ödemeyi geciktiren kulüplere caydırıcı cezalar getirilmelidir. Oyuncunun aklı alacağı parada iken saha içerisindeki oyuna ne kadar motive olabilir? Böyle bir şeffaflık olduğu vakit kulüpler; rant peşinde koşan , futboldan anlamayan, futbolu sevmeyen, karaktersizlikte sınır tanımayan yöneticilerden kurtulacaklardır.