tag:blogger.com,1999:blog-49950114091002073152024-03-13T08:25:29.637+03:00Keyf-i FutbolKeyfi Futbolda Bulanların Mekanı...Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.comBlogger66125tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-24255071996157121202010-04-23T20:00:00.006+03:002010-04-23T20:41:37.877+03:00Nur Topu Gibi Kardeş Kulübümüz Oldu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.haber61.net/images/news/23702.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 250px; height: 190px;" src="http://www.haber61.net/images/news/23702.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Trabzonspor Yönetim Kurulu bugün garip bir karar imza attı. Kulüpten yapılan açıklamaya göre ; 23 Nisan 2010 tarih ve 163 sayılı bir kararla Şanlıurfaspor ile kardeş kulüp olma kararı alındı. <br /><br />Bu karar ilk bakışta gözlerimize pembe bir çerçevenin içindeki bir resim gibi görünse dahi diğer şartları düşünce nasıl bir rezaletle karşı karşıya kaldığımızı anlamak için normal bir insan zekası yeter de artar bile.<br /><br />Trabzonspor'un bir süre önce Urfa'da final oynamak istemediği çeşitli birimleri tarafından defalarca açıklandığına tüm kamuoyu şahit olmuştu. Daha bu açıklamalar üzerinden çok geçmeden Şanlıurfaspor'u tek taraflı kardeş kulüp ilan etmek en basit tabirle şark kurnazlığından başka bir şey değildir. Final maçında Urfa halkının desteğini almak ve onlara hoş görünmek çabası Türk futbolunun mihenk taşlarından birisi olan Trabzonspor'u küçük düşürmekten başka bir işe yaramayacaktır.<br /><br />Urfa halkına ve şehirlerinin takımlarına bir kastımız yok. Daha Urfa'ya gitmeden ne kadar misafirperver olduklarını çeşitli kanallar yoluyla görüyoruz, duyuyoruz. Keşke bu karar final maçından sonra alınsaydı. O zaman bu kararı alanları eleştirmek yerine takdir ederdik.<br /><br />Trabzonspor yönetimi gibi vizyonsuz bir güruh varken Trabzonspor'a dışarıda düşman gerekmez!!!Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-43240624164378599182010-03-31T15:26:00.003+03:002010-03-31T15:49:43.612+03:00Trabzonspor'un Transfer Çalışmaları ve Ibricic Aşkı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.index.hr/images2/IbricicYeste444V.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 600px; height: 300px;" src="http://www.index.hr/images2/IbricicYeste444V.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br />Trabzonspor önümüzdeki sezonun çalışmalarını şimdiden başlattı. Transfer haberleri bizim medyamızda ne yazık ki doğruluk endişesinden ziyade tiraj kaygısı ile yer almaktadır. Bu sebeple dış basında çıkan haberleri önemsemekte fayda var.<br /><br />Trabzonspor'un yeni sezonda takıma yapacağı takviyeler için Hırvatistan piyasasında çalışmalar yaptığı Hırvat medyası tarafından bugün dile getirildi. Girişimde bulunulan oyuncunun Hajduk Split takımının yıldızı Senijad Ibricic olduğu ilgili haberde yazmaktadır. <br /><br />Bu habere göre Hajduk Split bu oyuncunun bedeli olarak Trabzonspor'dan 6 milyon euro istemiş. İbricic'in 2014 yılına kadar kulübü ile anlaşması olduğunu ve bu durumun en önemli pazarlık unsuru olacağı yazılmaktadır. Ayrıca Trabzonspor'un daha önce Ibricic'i bir çok kez izleyip transfer girişiminde bulunduğunu ama sonuç alamadığı ise haberin bir başka ayrıntısı olarak görünmektedir.<br /><br />Buna ek olarak ilgili haberde Trabzonspor'un Francisco Javier Yeste ile Atiba Hutchinson'u transfer etmek için çalışmalar yaptığı yazılmaktadır.<br /><br /><br />Bu haberin doğruluğu konusunda şüphem yok. Zira Rukavina'nın Hırvatistan'a dönmek isteği iddialarını düşünecek olursak böyle bir transfer gerçekleşebilir. Tabiki istenilen bedeli ödemek şartıyla. 6 milyon euro ihtiyacınız olan biryıldız oyuncu için çok olmasa gerek diye düşünüyorum. <br /><br /><a href="http://www.index.hr/sport/clanak/sest-milijuna-eura-za-ibru-trabzon-dovodi-yestea-i-ibricica/483468.aspx">Kaynak</a>Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-83556716184035314742010-03-23T00:38:00.004+02:002010-03-23T00:51:32.076+02:00Özhan Canaydın Vefat Etti<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.ajansspor.com/resim/ozhancanaydin_elikalbinde.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 315px; height: 234px;" src="http://www.ajansspor.com/resim/ozhancanaydin_elikalbinde.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br />Türk futbolunun ve Galatasaray camiasının başı sağolsun.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-24394582219852297902010-03-21T22:45:00.003+02:002010-03-22T14:07:49.708+02:00Bir Galibiyetin AnatomisiBugüne kadar yazmış olduğum blog yazılarımda tarafsız olmaya çaba harcamıştım ama bu sefer öyle olmayacak. Trabzonspor'u bir Trabzonsporlu gibi dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışalım.<br /><br />İlk fotoğrafımız maç öncesinden bir kare. Trabzonspor ve Galatasaray takımları maç öncesi ısınma hareketleriyle son hazırlıklarını yapıyorlar. Bu arada tribünler yavaş yavaş dolmak üzere. Son zamanlarda Avni Aker'deki özel yeri olan maçlardan birisine şahitlik edeceklerini biliyor gibiler. Gerçi içimizde bir tedirginlik yok değildi. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs450.snc3/25805_377549213850_582808850_3702273_5297517_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs450.snc3/25805_377549213850_582808850_3702273_5297517_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Bir diğer fotoğrafımız yine maç öncesinden. Her iki takım oyuncuları ve karşılaşmanın hakemleri seranomi için hazır durumdalar. Basın ordusuna dikkat etmekte fayda var. Büyük çoğunluğu üzgün bir şekilde ayrıldılar Trabzon'dan maç sonucu itibariyle. <br /><br /><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs470.snc3/25805_377550953850_582808850_3702303_5974591_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs470.snc3/25805_377550953850_582808850_3702303_5974591_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br />Maçın başlamasına saniyeler kalmıştır artık.Fotoğrafta Trabzonspor oyuncularının kenetlenmesi dikkatimizi çekiyor. Kim derdi ki o kenetlenme güzel bir galibiyetin habercisi diye. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377550958850_582808850_3702304_3241978_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377550958850_582808850_3702304_3241978_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br />Daha maçın başları. Sanırım Keita'nın topuğuna 3-5 el ateş etti Trabzonspor taraftarları. Zira o kadar taklayı ancak o denli bir saldırı gerektirirdi. Eğer Keita atladığı kadar oyun oynasaydı belki takımına galibiyeti getirebilirdi. Pislik çıkartma konusunda önemli bir oyuncu olduğunu kimse inkar edemez. Daha önceki maçlarda benzer hareketlerini hatırlıyoruz zaten. Bu fotoğraf işte lüzumsuz bir gerginliğin belgesidir. Atılan yabancı maddeyi savunuyor değilim. Savunmam bugüne kadar yazdıklarımı inkar etmek olur ama futbolcu daha maçın başında sahtekarlığa yönelip ortamı germeyecek.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-d.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377551003850_582808850_3702312_3594930_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-d.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377551003850_582808850_3702312_3594930_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Şu yerde yatan yaratığı çözümleyemedim bir türlü. Aslında Galatasaray için bu gece en anlamlı fotoğraf bu olsa gerek. Böylesi rezil bir hale epeydir düşmediler sanırım. Skor aldatmasın sizleri sakın. Hakan Şükür dahi fark 4-5 olurdu dediği yerde ben konuşmayayım efsaneleri konuşsun. <br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs470.snc3/25805_377551168850_582808850_3702333_1651441_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs470.snc3/25805_377551168850_582808850_3702333_1651441_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Klasikleşen 61. dakika şovunu kelimelerle anlatmaya gerek yok fotoğraf ayan beyan açıklıyor durumu.<br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377551283850_582808850_3702351_4157905_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs470.ash1/25805_377551283850_582808850_3702351_4157905_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Ve mutlu son...<br /> <br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs450.snc3/25805_377551773850_582808850_3702393_1828329_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs450.snc3/25805_377551773850_582808850_3702393_1828329_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Karşılaşmanın tek golünü Emre'yi kötü rezil eden Colman 30. dakikada kaydetti. Orhan Veli demiş ya bir şiirinde "hiçbir şeyden çekmedi nasırından çektiği kadar" işte Galatasaray defans oyuncuları da hiçbir şeyden çekmedi Trabzonspor oyuncularından çektikleri kadar. Geniş bilgi için bakınız İbrahima Yattara-Frank De Boer. <br /><br />Maç sonrası görülmeye değer bir sevinç vardı Avni Aker'de. Belki lüzumu olmayan bir üç puan aldık ama özlemiştik be böyle bir atmosferi. Teşekkürler Karadeniz Fırtınası, teşekkürler Trabzonspor. Türkiye Kupası'nın provası olsun bu maç. <br /><br />Maçın teknik analizine, kim nasıl oyanamışa filan girmiyorum.Trabzonspor iyi oynadı kazandı alın size analiz. <br /><br />Not:Fotoğraflar için Fatih Balta'ya teşekkür ederim. Ayrıca kombinesini bana veren BURÇAK SAĞLAM'a müteşekkirim.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-90666592287654702922010-03-20T16:41:00.008+02:002010-03-20T17:03:29.803+02:00Dumanlı Kentin Puslu Çocukları Hoşgeldiniz<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs451.ash1/24862_415293091040_51916486040_5495380_6817956_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash1/hs451.ash1/24862_415293091040_51916486040_5495380_6817956_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://photos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs411.snc3/24862_415315166040_51916486040_5495433_410528_n.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 720px; height: 540px;" src="http://photos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc3/hs411.snc3/24862_415315166040_51916486040_5495433_410528_n.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Bank Asya 1. Lig'in bitimine 7 hafta kala lig üçüncüsünün bir maç eksiğinin bulunmasına karşılık puan farkını en yakın takipçisi Bucaspor'u(52) 2-1 yenerek 18'e çıkaran ve liderliğini puan farklarıyla koruyan Karabükspor'a veya kendi deyimleriyle Dumanlı Kentin Puslu Çocuklarına şimdiden Süper Lig'e hoşgeldiniz diyoruz. <br /><br />Not:Fotoğraflar Facebook Karabükspor sayfasından alınmıştır.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-72996231128786316292010-03-19T00:17:00.002+02:002010-03-19T00:38:24.478+02:00Türk Futbolunun Sonu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://i41.tinypic.com/15d7x2p.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 450px; height: 468px;" src="http://i41.tinypic.com/15d7x2p.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm921224.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 423px; height: 238px;" src="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm921224.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Çok söze gerek yok bu vahşetin bedeli TFF'ye göre 185 bin TL. Türk futbolu benim gözümde bitmiştir.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-57895876931757559612010-03-14T17:18:00.004+02:002010-03-14T17:37:59.316+02:00Diyarbakırspor Harakiri Yaptı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.ligtv.com.tr/uploads/news_manset_resim_md_IBbolay.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 468px; height: 236px;" src="http://www.ligtv.com.tr/uploads/news_manset_resim_md_IBbolay.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Diyarbakırspor'un son günlerde hangi konuda gündemde olduğu malum. Sürekli yazılıp duruldu eğer hukuk işlerliğini yitirirse orman kanunu uygulanmaya başlar orman adamları tarafından. (Orman adamları tabiri Diyarbakır halkını değil Diyarbakırspor'un bu hale düşmesine sebep olanları kapsamaktadır)<br /><br />Bugün oynanan İstanbul Büyükşehir Belediye ile Diyarbakırspor karşılaşması yine saha olayları nedeniyle tamamlanmadan tatil edildi. Bu durumu irdelemeden önce bu durumun doğuracağı sonucu irdelemek gerek. Eğer hukuk kuralları işlerse Diyarbakırspor önümüzdeki hafta içi küme düşecektir. Bir sezon içerisinde iki kere hükmen mağlubiyet TFF talimatnamesine göre küme düşme cezasını gerektirmektedir. Gereği yapılırsa hak edilmiş bir ceza olacaktır kanaatimce.<br /><br />Diyarbakırspor'un geçtiğimiz hafta taraftarlarınca yapılan taşkınlık sonunda kulüp yönetimi bu taraftarlara sahip çıkarak kendileri için bu kötü sonun zeminini hazırlamışlardır. Yapılanlara onlarda bunu yapmıştı diye sahip çıkmak kitlelere haksızken hak vermek anlamına gelmektedir. Bu hafta seyircilerinin sahaya girmesi yönetimlerinden aldıkları güç ile alakalıdır.Diyarbakırspor basın sözcüsünden acaba bu maç için de buradaki insanları anlamak lazım şeklinde bir açıklama duyarmıyız bilmem ama kendisi artık küme düşmüş bir takımın basın sözcüsüdür. Bu da yönetim olarak ne kadar başarısız olduklarının bir göstergesidir.<br /><br />Sonuç olarak Diyarbakırspor, taraftarı sebebiyle futbolumuzda bir yüz karası olarak yerini almıştır. Böyle bir camianın süper ligde zaten yeri yoktur. Eğer bir takımın son iki maçı tamamlanamıyorsa suçu başka yerlerde arayana kadar sorumluların aynaya bakması daha doğru bir davranış olur.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-22767540291880951482010-03-11T20:20:00.003+02:002010-03-11T20:30:50.873+02:00PFDK Adaletin Terazisini Kırdı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://haber7media.noc.com.tr/haber/haber7/photos/691520100306065106105.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 272px; height: 204px;" src="http://haber7media.noc.com.tr/haber/haber7/photos/691520100306065106105.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Türkiye Futbol Federasyon'u Diyarbakırspor-Bursaspor maçıyla ilgili kararını açıkladı. Türk Futboluna kara bir leke olarak geçen maçın kararı da ne yazık ki aynı renk tonunda oldu. Taş yağmurunun bu ülkede cezası 3 maç tarafsız sahada seyircisiz oynamakmış. Pet şişe atarsanız 5 maç taş atarsanız 3 maç. <br /><br />Adaletin terazisi ters dönmüştür. Zaten aynı takımların bir önceki olaylı maçına verilen cezalarda da ters dönmüştü. Artık Türkiye'de şiddetin önüne cezalar ile geçemezsiniz. Çünkü emsal olabilecek skandallar kararlara PFDK imza atmıştır. Futbol terörizmi ülkemize hayırlı olsun.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-79834041576852761282010-03-11T13:44:00.004+02:002010-03-11T14:11:11.737+02:00Sadri Şener'in Garip Açıklamaları<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.haber24.com/resimler/haber_resim/2009-01/13153/13153_haber24_o.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 227px; height: 170px;" src="http://www.haber24.com/resimler/haber_resim/2009-01/13153/13153_haber24_o.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Sadri Şener hakkında yazı yazmaktan bıktım usandım açıkçası. Sağolsun başkanımız her gün bir başka malzemeyle çıkıyor karşımıza. Arada sırada kendi sorumluluklarıyla alakalı açıklamaları da görmek isteriz. <br /><br />"Bursaspor'un gidişini tebrik ediyorum. Biz şampiyon olamayacaksak Bursaspor şampiyon olsun." Bu sözler büyük kulüp olduğunu iddia eden bir kulübün başkanına ait. Daha sezonun bitmesine epeyce zaman varken bu açıklamayı yapmak aslında Trabzonspor'un başarısızlığının Sadri Şener tarafından ilanıdır. Peki bunun farkında olan sayın başkan o oturduğu koltukta hala neden oturmamaktadır. Yoksa aklına ilk geleni söyleyen Sadri Şener'in açıklamalarını ciddiye almamak mı gerekir.<br /><br />Biraz düşününce bu açıklamanın alt metin mesajlarını ortaya çıkartabiliriz. Bursaspor ile alakalı lüzumsuz açıklamaları dolayısıyla o camiadan tepki çekmişti Sadri Şener. Bu şekilde sanırım Bursaspor camiasına zeytin dalı uzatmak istemiştir ama bir çuval inciri berbat etmiştir bu açıklamasıyla. Olayın sakıncalı iki yönü var kanımca. Birincisi ; <span style="font-weight:bold;">büyük bir takımın hedefi her zaman şampiyonluktur eğer şampiyon olamıyorsa kimin şampiyon olduğuyla değil neden kendisinin şampiyon olamadığına kafa yorar.</span> İkincisi ise ; şampiyonluk mücadelesinde olan takımlarla daha karşılaşmadan şike gibi çirkin iddialara zemin hazırlar bu açıklamalar. <br /><br />Umarım bundan sonraki yazılarda Sadri Şener'in Trabzonspor ile alakalı bir açıklamasını konu ediniriz.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-49759534505182321112010-03-09T22:24:00.003+02:002010-03-09T22:55:09.752+02:00Yönetememe Becerisi Yüksek Olanlar<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://yenisafak.com.tr/resim/site/trabzondasecimlikongregu1c51392d1c5026f0by.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 225px;" src="http://yenisafak.com.tr/resim/site/trabzondasecimlikongregu1c51392d1c5026f0by.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Türk futbolu cumartesi gününden beri Diyarbakırspor-Bursaspor odaklı bir tartışmanın içinde ne yazık ki.Trabzonspor kulübünün hiç alakası olmadığı bu olaya taraf olması müthiş bir yöneticilik kabiliyeti gerektiriyordu. Sağolsun sayın başkanımız Sadri Şener ve yöneticimiz Hasan Yener yüksek yöneticilik kabiliyetlerini göstererek olaya Trabzonspor'u da müdahil ettiler.Yönetememe hususundaki becerilerini ısrarla sergilemeye devam ettiklerini tüm Türkiye'ye gösterme ihtiyacı hissettiler anlaşılan.<br /><br />İki kulübün arasındaki olaya karışıp bir tarafı suçlu bulmak görevi Trabzonspor yöneticilerinin değildir. Bu TFF'nin görevidir. Sayın başkan önce kendi görevlerini yerine getirsin daha sonra üstüne vazife olmayan görevlere kendisini adasın.Bu hareketiyle kendisini küçük düşürdü yetmedi Trabzonspor başkanlık makamını küçük düşürdü yetmedi tüm Trabzonspor camiasını küçük düşürdü. <br /><br />Bursaspor Sadri Şener'in ve Hasan Yener'in açıklamalarına çok sert bir cevap verdi. Ne yalan söyleyeyim hoşuma bile gitti çünkü haketmiştiler. Bu yapılan lüzumsuz açıklamaların önümüzdeki sezon Trabzonspor'a Bursa deplasmanında yol,su ve elektrik olarak dönmeyeceğini düşünmemiş anlaşılan sorumlu yöneticilerimiz. Türk futbolunda en azından ben futbolun güzelliklerini yazmak istiyorum ve benim gibi düşünen yığınla insan olduğunu biliyorum. Bu tür açıklamalar futboldaki şiddeti körükler. Sezonun ilk yarısında Bursadaki maçta Diyarbakırsporlulara PKK dışarı şeklinde tezahürat yapanların yaptıkları ile bu açıklamalar arasında bir fark yok. <br /><br />Çok iyi biliyorum ki Bursaspor ile Trabzonspor arasındaki gerginlik ile beraber iki kulüp taraftarları arasında yeni kapışmalar kapıda. Hatta bu kapışmalar internet üzerinden başlamış bile olabilir yakında haberimiz olur. Bu konuda bir Trabzonsporlu olarak Bursaspor tarafına hak veriyorum.Başkanımız bizi haksız tarafa doğru çekti. Teşekkürler Sadri Şener!!!<br /><br />Son olarak, Trabzonspor'u borç batağına sürükleyen, kulübün parasını menejerlere peşkeş çeken, Trabzonspor'un hakları için TFF'ye karşı üstünlüğünü kabul ettiremeyen ve daha bir sürü yapması gerekeni yapamayan Trabzonspor Yönetim Kurulu'nu kendi üzerine düşen görevleri yaparken görmek istediğimizi belirtmek istiyorum.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-71880713845585746092010-03-07T12:25:00.003+02:002010-03-07T13:11:52.225+02:00Hami Mandıralı - Ersun Yanal<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.tekilhaber.com/image/haber/2009/12/1111111111111111111_744.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 272px; height: 204px;" src="http://www.tekilhaber.com/image/haber/2009/12/1111111111111111111_744.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Milli takımın alt kademelerindeki teknik heyet değişiklikleri bir süredir tartışılıp duruyor. Kişisel düşüncem boş yere bir tartışma olduğu yönündedir. Bu sebeple bugüne kadar bu konuya hiç değinmedim. Dün yerel bir gazetede Hami Mandıralı'nın açıklamalarını okuyunca konuya değinmek gerektiğini düşündüm.<br /><br />Milli takımda göreve başlayan Ersun Yanal ilk iş olarak teknik ekipleri değiştirmişti. Bunda benim açımdan bir problem yok. Gayet doğal bir tavır. Her insan çalışmak isteyeceği kadrolarla çalışır. Hami Mandıralı ise bu durumu dünkü gazetede çıkan haberdeki açıklamalara göre sindirememiş bir izlenim verdi bana. <br /><br />Ersun Yanal'ın tercih hakkı ne kadar doğalsa bu tercih hakkını Hami Mandıralı'nın beğenmemesi o kadar doğaldır. Yalnız bu beğenmeme durumu saldırı haline dönüşüp Ersun Yanal'ı küçük düşürmeye, onu Trabzonspor taraftarının önüne atmaya dönüşürse bu tavır Hami Mandıralı ismini zedeler. Ersun Yanal'ın bir kupası dahi yokmuş ve niçin bu göreve getirilmiş diye çemkiren Hami Mandıralı'ya kaç kupasının olduğunu sormak gerekir. Haydi kupadan geçtik görevde olduğu süre içinde Türk futboluna hangi oyuncuları kazandırdı futbolculuğu büyük teknik direktörlüğü küçük Hami Mandıralı.<br /><br />Yurt dışında o kadar yetenekli oyuncularımız yetişiyor ama biz ne yazık ki onları milli takımlarımızda değerlendiremiyoruz. Hami Mandıralı bu bilinçle görevini yapmış olsaydı şimdi A Milli Takım bünyesinde önemli yıldızlara sahip olabilirdik. İşin özü aynaya bakmadan karşı tarafı değerlendirmemek gerekir. <br /><br />Şu bilgisayar mevzusuna değinmeden edemeyeceğim. Hami Mandıralı'ya göre bilgisayarla alt yapıyı geliştirip gençleri yetiştiremezmişiz. Hatta bilgisayarla gol attırmazlarmış adama. Bu mudur senin vizyonun diye bir soru sormak zorundayım. Ben bu filmi daha önceden izlemiştim. Ersun Yanal'ın ilk teknik direktörlük zamanlarında oynamıştı bu film. O zamanlar başka aktörler vardı rollerde. Hemen hemen aynı cümleleri kuruyordular ama ne hikmetse bu aktörler filmin sonundaki görüntüde koltuklarının altında birer bilgisayarla görüntüleniyorlardı. Bu denli önemli bir oyuncunun bu kadar vizyonsuz olması gerçekten düşündürücü bir durum. Korkarım Hami Mandıralı kontenjandan tv yorumcusu olmaktan öteye bir adım atamayacak. Umarım yanılırım. <br /><br />Son sözümde Trabzonsor taraftarına olsun. Hami takımımız için önemli bir futbolcuydu. Bir haksızlığa uğramışsa takımımızla özdeşleşen bir futbolcuyu elbette savunacağız ama anlayıp dinlemeden iyi kötü takımımızın teknik direktörlüğünü yapmış olan bir futbol adamına küfretmek büyüklük iddiamıza yakışmamıştır. Sizlerin ettiği küfürler Hami Mandıralı'yı küçük düşürmekten başka bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü konuda haksız olan taraf biziz.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-13350671102707849832010-03-06T22:59:00.003+02:002010-03-06T23:43:00.456+02:00Türk Futbolunun Kara Lekesi Diyarbakırspor<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm906000.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 423px; height: 238px;" src="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm906000.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Konuyu neresinden başlasam yazmaya diye düşünüp duruyorum ama işin içinden çıkamıyorum. Her tarafında bir pislik var bu konunun. Maç öncesinde İstiklal Marşı okunurken çıkan ıslık seslerini mi anlatalım yoksa bir futbol müsabakası için sahada sadece profesyonelce işini yapan futbolcu ve hakemlerin hayvan görünümlü insanlar tarafından taşlanmasını mı? En iyisi biz bu rezaleti olayın kronolojisi ile açıklamaya çalışalım.<br /><br />Bu olayda taraf olmadığımı öncelikle belirtmek isterim. Ne Diyarbakırspor'u ne de Bursaspor'u çok sevmediğimi söyleyebilirim. Bu sebeple olaya sadece bir futbolsever olarak bakıyorum. Bu iki kulüp sezonun ilk yarısında karşılaşmışlar ve olaylı bir maç oynamışlardı. Bu olayların çıkmasında Bursaspor camiasının büyük rolü olmuştur. Yani gerginliğin başlangıcında Diyarbakırspor camiası masum bir psikolojisi ile mağdur bir durumdaydı. Keşke o mağduriyetten bir zalim anlayış doğmasaydı.<br /><br />Gelelim bugüne yavaş yavaş. Gergin geçeceği haftalar öncesinden belli bir maç için insanlar televizyonlarını açtıklarında işin bu boyuta varabileceğini tahmin bile edemezlerdi sanırım. Karşılaşmanın daha hemen başlarında daha sonra malum olayın olacağı yöne doğru Bursasporlu oyuncu hareket ederken başladı taş yağmuru. Bunu fark eden oyuncu topa yetişebileceği halde topun dışarıya çıkmasını izlemek zorunda kaldı. Çok geçmeden bir korner pozisyonunda taş yağmuru tekrar başladı ve bu sefer yardımcı hakemin başına isabet eden bir taş maçın tatil edilmesine sebebiyet verdi haklı olarak.<br /><br />Şimdi burada Türkiye gerçekleri doğrultusunda değerlendirme yapmak gerek haksızlık olmasın diye. Türkiye'de ilk defa bir stadyumda sahaya yabancı madde atılmıyor ama ilk defa bir stadyumda taş yağmuru oluyor. Bu sebeple bunu diğer saha olaylarıyla aynı kefeye koyamayız. Bu noktada sorulması gereken soru onca taşın o tribüne nasıl girdiğidir. Gergin geçmesi beklenen bir karşılaşma öncesi neden güvenlik önlemleri yeterince alınmaz. <br /><br />Maçın ardından Diyarbakırspor Kulübü Basın Sözcüsü Suat Önen yaptığı açıklamalarla adeta kanımızı dondurdu. Şiddeti tasvip etmediklerini ifade ettikten sonra buradaki insanları anlamak zorundalar demesi sahaya atılan taşların haklılığını onaylamaktan başka bir anlam ifade etmemektedir. <br /><br />Yıllardır Diyarbakırsporlulara terörist yakıştırması yapılıp durulur tribünlerde. Sağduyulu futbolseverler bu duruma hep karşı çıkmışlardır. Yalnız bugün o tribünlerde yaşananlar terörizmin yeşil sahalara yansımasından başka bir anlam ifade etmez. <br /><br />Bu olay Türk futbolu için kara bir lekedir ve bu sebeple Diyarbakırspor kulübü en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Hatta Diyarbakırspor böyle bir profil çizecekse profesyonel liglerde işi yoktur.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-23606777768918157672010-03-06T21:38:00.003+02:002010-03-06T22:21:58.389+02:00Trabzonspor'da Ses var Görüntü Yok<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.medyatrabzon.com/images/gallery/152_1.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 336px; height: 428px;" src="http://www.medyatrabzon.com/images/gallery/152_1.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br />Eğer skora bakarak Trabzonspor-Gençlerbirliği karşılaşmasını yorumlayacak olsak Trabzonspor'u göklere çıkartmamız gerekir. Ne yalan söyleyeyim gönlüm tuttuğum takımı göklere çıkartmak istiyor ama aksayan unsurlar bu isteğimi kuru bir temenniden öteye geçirtmiyor.<br /><br />Neyse maça geçelim.Ligde hedefsiz kalan Trabzonspor kendi sahasında yine kendisi gibi hedefsiz olan Gençlerbirliği'ni konuk etti. Şenol Güneş bu karşılaşmaya elindeki en ideal kadro ile çıktı diyebiliriz. Maçın hemen başında Trabzonspor oyuna ağırlığını koyarak etkili hücumlar yaptı ama bir türlü sonuç alamadı. Bu atakları güzel bir şekilde karşılayan Gençlerbirliği 25. dakikada organize bir atakla Trabzonspor karşısında güzel bir gol bularak öne geçti. Çok geçmeden Trabzonspor Burak Yılmaz'ın ayağından kazandığı gol ile beraberliği sağladı ve maçın ilk yarısı bu skorla sona erdi.<br /><br />Karşılaşmanın ikinci yarısına Şenol Güneş Trabzonspor'un orta sahasında aksayan Colman'ı çıkartıp yerine Gabric'i alarak başladı. Bu sayede hem orta sahada kaybedilen hakimiyet kazanılacaktı hem de kanat varyasyonları uygulanabilinecekti. Yalnız bir türlü Trabzonspor orta sahada üstünlüğü ele geçiremedi. Şenol Güneş bu durumun tespitini çok iyi yaparak Ceyhun'u oyuna aldı ama o dakikaya kadar takımın tek golünü atan Burak Yılmaz'ı çıkartması bir hataydı. Bu değişiklik ile orta saha hakimiyetini elde edemediği gibi hücumda da etkisiz kaldı Trabzonspor. İlerleyen dakikalarda ise hücum varyasyonları geliştirebilecek bir değişik beklerken Şenol Güneş oyuncu değişikliği hakkını defansın solunda kullanarak bir hataya imzaya attı. Yalnız şans bu sefer kendisinden yanaydı ve dakikalar 89'u gösterirken Gabric Trabzonspor'u öne geçiren golü attı. Karşılaşmanın uzatma dakikalarında ise Umut güzel bir golle sonucu belirlerdi. <br /><br />Alınan sonuç yanıltıcı olabilir ama Trabzonspor'un gol atma ve atak geliştirme hususunda ciddi sıkıntıları bu maçta da sürdü. Lige erken havlu atan Trabzonspor eğer bu problemine bir çözüm bulamazsa korkarım kupaya da elveda deme tehlikesiyle karşı karşıya. Umarım bir an önce takımın bu problemleri teknik ekip tarafından teşhis edilir ve ortadan kaldırılır.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-44369246541880091872010-03-03T23:20:00.003+02:002010-03-03T23:33:02.899+02:00Bonservissiz Transfer Pazarı 1<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2008-12-15_futbol446.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 446px; height: 297px;" src="http://www.fenerbahce.org/pic_lib/2008-12-15_futbol446.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /> Bosman kanunu çıktı mertlik bozuldu. Milyon eurolar harcayarak transfer ettiğiniz oyuncular sözleşme sonunda ben gidiyorum bile demeden başka bir takıma transfer olabiliyorlar. Malum yavaş yavaş bir futbol sezonunun sonuna doğru yaklaşmaktayız. Bakalım kendi kulübüne gol atıp kimler yeni limanlara doğru yelken açacak.<br /><br /> Yazının sonunda Almanya,İtalya,İngiltere,İspanya ve Fransa liglerinde sezon sonu bonservisini eline alarak gidebilecek oyuncuların bir bölümünün listesini bulacaksınız. Bu liste tamamen <a href="http://www.transfermarkt.de/de/">transfermarkt </a> verileriyle oluşturulmuştur. Özellikle Fransa piyasasını şimdiden tüm Türk kulüplerine öneririm. Hem bonservissiz hem kaliteli olan oyuncuları şimdiden takibe almak gerekir. Zira tüm Avrupa kulüpleri bu oyuncular için acımasızca rekabet edecekler.<br /><br />Kevin Kuranyi-FC Schalke 04<br />Paolo Guerroro-Hamburger SV<br />Hamit Altıntop-FC Bayern München<br />Cacau-VfB Stuttgart<br />Mohamadou Idrissou-SC Freiburg<br />Pierre Womé-1.FC Köln<br />Tinga-Borussia Dortmund<br />Deco-FC Chelsea<br />Juan Ángel Albín-FC Getafe<br />David Fuster-FC Villarreal<br />Taddei-Roma<br />Per Krøldrup-Fiorentina<br />Giuseppe Sculli-Genoa<br />Aleksandar Lukovic-Udinese Calcio<br />Jorge Martínez-Catania<br />Stephen Appiah-Bologna<br />Marouane Chamakh-Girondins Bordeaux<br />Sidney Govou-Olympique Lyon<br />Mouhamadou Dabo-AS Saint-Etienne<br />Loïc Perrin-AS Saint-Etienne<br />Sofiane Feghouli-Grenoble FootUzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-50948860201275679862010-03-02T23:35:00.006+02:002010-03-03T00:56:42.890+02:00Bitmek Bilmeyen Stadyum Hikayesi<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.ajansspor.com/resim/ts_akyazi_proje.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 315px; height: 234px;" src="http://www.ajansspor.com/resim/ts_akyazi_proje.jpg" border="0" alt="" /></a><br /> <br /> Nuri Albayrak döneminde başladı hikayemiz. Hepimizi bir heyecanla içine çekti bu okunası hikaye. Nereden bilecektik ki bu hikaye hacim olarak cilt cilt roman şekline bürünecek ve hikayenin bazı kahramanları daha hikayemiz bitmeden ortadan kaybolup gidecek. Neyse hikayemize geçelim...<br /><br /> Dönemin Trabzonspor başkanı Nuri Albayrak ve onun projeleri ile olay örgümüz başlıyor. Proje üzerine proje ile meşhur olan Nuri Albayrak en sonunda Akyazı Projesi ile ortaya çıkar. Arkasına siyasi desteği de alarak insanları bu gerçekleşmesi imkansız projeye inandırır. Gel zaman git zaman insanlar proje için bir adım bile atılmadığını görünce umutlarını keserler. Bu güzel bir rüya idi ve son buldu diyerek Nuri Albayrak'ı başkanlık koltuğundan ederler. Siyasiler ise bu rüyayı gördükleri uykudan asla uyanmak istemezler. <br /><br /> Neyse uzatmayalım hikayenin devamında Nuri Albayrak'ın ütopyası bir seçim malzemesi olarak kullanılır. Başarılıda olunur. Yalnız bu ütopya bir türlü gerçekleşmez.Yok bilmem ne kanunu eksik meclisten geçirelim falan 1-2 yıl daha oyalanır Trabzonsporlular. Hikayemizin en can alıcı noktası Türkiye'nin 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na aday olması ve aday kentler arasında Trabzon'un olmamasıdır. Bunlardan sonra hikayemize akıl almaz şekilde bir hareketlilik gelir.<br /><br /> Gelen tepkilerin ardından Trabzonsporluların ağzına bir parmak bal çalmak gerekliydi. Bunların ilki Faruk Özak'ın aday kentler içinde olmayan Trabzon'un bu şampiyonada ev sahipliği yapabileceği şeklindeki garabetle yüklü açıklamasıdır. Bu denli büyük ve ciddi bir organizasyonu bu şekilde ciddiyetsizce yönetmek ülkemize özgü olsa gerek. İkinci parmak bal ise Akyazı Projesi'nin başlaması için Başbakan'ın talimat verdiği şeklinde haberdi. Seyrantepe için hemen icraata başlayan devlet kurumlarımızın Akyazı için beklemesinin sebebi acaba bu projeyi bir seçim daha koz olarak kullanmak mıdır? <br /><br /> Sahi şu Afyon'a stadyumu Trabzon'dan önce yapmaya kalkan zihniyeti saf olarak mı yoksa düşman olarak mı nitelendirmek gerekir?<br /><br /> Neyse biz yine hikayemizin mutlu sonla bitmesini özlemle beklemeye devam edelim. Olası bir mutlu son Trabzonspor'un kazancı olacaktır.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-82725750051837185132010-03-02T00:31:00.002+02:002010-03-02T00:36:22.355+02:00Kaldığım Yerden DevamUzunca bir süre blog yazılarıma ara vermiştim. Bir nevi mecburi ayrılık denilebilir bu uzunca süren ara için. Artık geri dönmenin vaktidir...Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-40352034159242122772009-11-26T00:08:00.003+02:002009-11-26T03:14:31.647+02:00Türk Futbolunda Profesyonellik Algısı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.tuncaytuncer.com/wp-content/uploads/2009/08/futbol_gol.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 305px; height: 308px;" src="http://www.tuncaytuncer.com/wp-content/uploads/2009/08/futbol_gol.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /> <br /><br /><br /><br />Çağımız futbolunun en önemli gereksinimi profesyonelliktir dersek yanlış bir saptama yapmış olmayız. Peki bu profesyonelliğin ülkemizdeki algılanmasında bir problem var mıdır? Bu sorunun cevabı aslında futbolumuzun neden bu denli geri kaldığının delilidir. Çağdaş kulüpler sadece futbolcu bazında değil kulübün başkanından çaycısına kadar profesyonelliği tercih etmektedirler. Ülkemizde ise bu kavrama duygusal açıdan baktığımız için bir türlü profesyonelliğin ne olduğunu kavrayamıyoruz.<br /><br /> Trabzonspor’un şu andaki sıkıntılarından bir kısmı bu profesyonellik algılamasından kaynaklanmaktadır. Ülkemizde kulüpler şeffaf bir yapıya sahip olmadıkları için sözleşme yükümlülükleri çoğu zaman yerine getirilmez. Böyle bir haksızlıkla karşı karşıya kalan oyuncular kendi haklarını istedikleri zaman ise adeta aforoz edilir. Zaman zaman futbol dünyamızda bu haberler çıkar durur. Yöneticilerin klişeleşmiş sözlerinden artık midemiz bulanır hale geldi. “Kulübümüzde kimsenin parası kalmaz“ <br /><br /> Parasını alamayan oyuncu kötü bir performans gösterince ise tüm pislikler o oyuncunun sırtına vurulur. Böylelikle 1 taşla iki kuş vurulmuş olur. Şark kurnazı yöneticiler kendi beceriksizliklerini sümen altı ederler bu sayede. Ayrıca oyuncuyu parasını isteyemez hale getirirler. Oysa kendilerinin kulüpte olan 1 kuruşluk alacaklarından dolayı kongre dahi erteleme yoluna giden yöneticiler gördü bu ülke. <br /><br /> Gelelim bu işin taraftar ayağına. Futbolcular formaya olan aşklarından dolayı ter dökmüyorlar. Bir ücret karşılığı görevlerini yerine getiriyorlar. Bu oyuncuları hainlikle suçlayan bilinçsizler aynı durumda olsalar belki de daha beterini yapacaklardır ama diyorum ya profesyonellik algısı farklı bu ülkede. Asıl ihanet senin forman için ter döken oyuncuların parasının zamanında ödenmemesine seyirci kalmaktır. Lakin o durumda kralın çıplak olduğu görüleceği için yöneticiler zorda kalırlar.<br /><br /> Oyuncularda yabancı yerli ayrımı adeta ırkçı bir zihniyetle yapılıyor ödeme konusunda. Yabancı oyuncu profesyonelliği bildiği için kendisinin istismar ettirmiyor hemen gidip FİFA’ya başvurup parasını çatır çatır alıyor. Hatta Galatasaray sırf bu gecikmiş ödemelerden dolayı Ribery gibi bir yıldızı elinden kaçırdı. Garibim yerli oyuncular adeta üvey evlat muamelesi görüyorlar. Paralarını isteyip kulüplerini şikayet etseler yarın nerede oynayacaklar. Bu riske girip parasını isteyenlerin futbol kariyerlerine erkenden nokta koyduklarını zaman zaman gazete sayfalarından okuyoruz. <br /><br /> Türk futbolu eğer ilerlemek istiyorsa TFF’nin bu ödemeler konusuna acilen el atmasında fayda var. Ödemeyi geciktiren kulüplere caydırıcı cezalar getirilmelidir. Oyuncunun aklı alacağı parada iken saha içerisindeki oyuna ne kadar motive olabilir? Böyle bir şeffaflık olduğu vakit kulüpler; rant peşinde koşan , futboldan anlamayan, futbolu sevmeyen, karaktersizlikte sınır tanımayan yöneticilerden kurtulacaklardır.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-62282571400886365842009-10-20T17:46:00.003+03:002009-10-20T18:09:43.259+03:00Futbol Dehası Hugo Broos<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm717319.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 423px; height: 238px;" src="http://foto.fanatik.com.tr/test/423x238/fft1mm717319.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br />Trabzonspor'un muhteşem hocasına özel bir yazı yazmazsam kendisine haksızlık yapmış olurdum. Malum, takımı galibiyetten galibiyete taşıyan bu futbol dehasını her takım başına getiremez. Hele hele bu dehayı takımın başına getiren yöneticilerin heykelleri derhal Trabzon Meydanı'na dikilmelidir. Hocamız nasıl futbol dehası ise o yöneticiler de dünyada yönetim bazında bir dehaya sahipler. <br /><br />Şimdi futbol dehamızın üstün marifetlerini tespit etmeye çalışalım. Kendisi her hafta galip geldiği için takımı eksiksizdir. Bu nedenle özellikle milli maç aralarında kendisine ödül vererk Belçika tatili yapmaktadır. Tabi başarı her zaman ödüllendirilmelidir. <br /><br />Takımının tek forvetle çıktığı maçlarda galibiyetler serisi yakalayan dehamız bu tercihinden asla vazgeçmemektedir. Bu konudaki inadı Trabzonspor'a tarihinin en büyük başarılarını kazandıracağından şüphemiz dahi yoktur.<br /><br />Takımın defansın sağ kanadındaki oyuncuların çokluğundan dehamız zaman zaman tercih problemi yaşamaktadır. Asıl takdir edilecek mevzu ise özellikle iç saha maçlarında Tayfun Cora'yı Trabzonspor tribünlerine alkışlatmasıdır. Zira her hocanın harcı değildir oyuncularını tribünler tarafından onore ettirmek.<br /><br />Hele hele Gençlerbirliği maçındaki hamleleri dünya futbol literatürüne girebilecek unsurlar barındırmaktadır. Takımı mağlup duruma düşmüş her hoca gibi o da sistem değişikliğine gitti. O maçtan alnının akıyla çıkması bile takdire şayandır.<br /><br />Bu dehanın özelliklerini saymakla bitiremeyiz. Ne mutlu Trabzonspor taraftarına ki böyle muhteşem bir hocaya sahipler. Her takıma nasip olmaz böyle hocalar. Hele aynı doğrultuda muhteşem yöneticilerin böyle bir hocayla buluşmaları şans,talih gibi kavramlarla açıklanamaz. Trabzonspor taraftarları gerçekten Allah'ın sevdiği kullarmış. Keşke Trabzonspor taraftarı olsaydım...Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-30109028456255172992009-09-25T23:52:00.004+03:002009-09-25T23:57:35.943+03:00Yalancı Baharın Hazin Sonu<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.haber61.net/images/news/3227.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 210px;" src="http://www.haber61.net/images/news/3227.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Trabzonspor son iki haftaya dokuz gol sığdırarak taraftarlarına adeta bir bahar havası yaşatmıştı. Bahar gelecek için umut demek olduğundan olsa gerek Trabzonsporlular bu iki maçla beraber çiçek açmıştı. Oysa doğanın kanunudur; erken çiçek açarsan olgunlaşmadan solup gidersin. Bu akşam Ankara tıpkı böyle bir soluşa tanıklık etti. Turkcell Süper Lig’in 7. haftasının açılış maçı Trabzonspor’u bu sezon karanlığa gömen bir maç oldu. <br /><br />Oysa karşılaşma çok iyi başlamıştı. Taktiksel saplantılarından kurtulan Hugo Broos 4-4-2 formatıyla iki hafta galip gelmişti. Kazanan takım her zaman doğru işleri yapan takımdır felsefesinden hareketle aynı taktikle karşılaşmaya başladı Hugo Broos. Kadroda küçük değişiklikler yaptı sadece. Rigobert Song’un defansın sağında oynaması Broos’un hanesine artı olarak yazılacak bir tercihti diyebiliriz. Daha maçın hemen başında Umut Bulut’un asisti ve Drago Gabric’in golüyle öne geçti Trabzonspor. Akabinde Gökhan Ünal’ın pasını iyi değerlendiren Colman skoru 2-0’a getirmişti. O esnada artık 4-5 farka gidecek maç denilirken Gençlerbirliği hazırlanışıyla Avrupai tarzda bir golle farkı bire indirdi. Zira ligimizde böylesine organize şekilde adam kaçırıp gol yapmak pek kolay kolay izleyebileceğimiz bir şey değil. Karşılaşmanın ilk yarısı bu skorla sona ererken sahada oynanan futbolun ikinci yarıda Trabzonspor’u çok zorlu bir 45 dakikanın beklediğini Hugo Broos haricinde herkese bas bas bağırıyordu.<br /><br />Zaman zaman duyarız bir yerlerden. Ah nerde o eski bayramlar. Hugo Broos tıpkı böyle bir özlemle ikinci yarıya başladı. Trabzonspor’u rezil kepaze ettiği 4-5-1 formatına dönerek kendi eliyle Gençlerbirliği’ne 3 puanı sundu. Gençlerbirliği ise bana bir puan yeter diyerek kanaatkâr bir tavır sergiledi. <br /><br />Karşılaşmadan akılda kalan birkaç nokta var. Trabzonspor açısından Alanzinho’nun oyundan alınırken formasını çıkartıp yere atması maçtan akılda kalan bir görüntüydü diyebiliriz. Bir yabancı oyuncunun forma ile alakalı düşünceleri ile bizim düşüncelerimiz aynı olmayabilir. Arada kültür farkı bu ayrıma nedendir. Bu noktada Alanzinho’nun tavrına futbolcu bağlamında tepki göstermenin pek ehemmiyeti yok benim için. Asıl tepki gösterilmesi gereken ona o formanın Türk insanı için ne anlam ifade ettiğini anlatamayan kulüp mensuplarıdır.<br /><br />Gençlerbirliği bu yıl çok diri , pas yüzdesi yüksek, skor ne olursa olsun sonuna kadar mücadele eden bir ekip kurmuş. Sezon başından beri mağlup olmamaları bu dediklerimizi kanıtlar niteliktedir. 2 farklı mağlubiyetten gelip maça ortak olmak pek gördüğümüz bir şey değil ligimizde. Gençlerbirliği’nin iki oyuncusuna değinmek gerekir. Birincisi 61 numaralı formasıyla ikinci golü atan Bilal. Trabzonspor bir Trabzonlu tarafından vuruldu. Öz evlatçı zihniyet takozlara verdiği değeri böylesine yetenekli gençlere vermiş olsaydı Trabzonspor için şu anda çok farklı şeyler söylüyor olurduk. Diğer değinilmesi gereken futbolcu bana göre maçın yıldızıydı. Trabzonspor takımının sol kanadını felç eden Hurşit bu maçta çok çalıştı ve takımının ataklarında aktif rol oynadı. İlk defa izlediğim bu oyuncuya bu sezon dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum. Çok büyük bir oyuncu potansiyeli olmasa bile takımına katkı sağlayan iyi bir oyuncu potansiyeli var kendisinde.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-47742332247660993332009-09-19T01:32:00.002+03:002009-09-19T02:03:54.731+03:00Trabzonspor-Antalyaspor<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.medyatrabzon.com/images/gallery/49_9.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 313px; height: 400px;" src="http://www.medyatrabzon.com/images/gallery/49_9.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />Trabzonspor , Turkcell Süper Lig'in 6. haftasının açılış maçında sahasında Antalyaspor'u konuk etti. Geçtiğimiz hafta alınan farklı galibiyet bu maça Trabzonsporlu futbolcuların moralli çıkmasını sağlamıştı. Kendi taraftarı önünde 3 gol bularak galip gelmeyi bildi Karadeniz ekibi. Buraya kadar her şey normal görünse dahi ben yine testi kırılmadan eleştirilerimi yapmak istiyorum. Testi kırıldıktan sonra herkes eleştirir ama bir işe yaramaz.<br /><br />Hugo Broos'un ,fantazisinden vazgeçip 4-4-2 formatına dönmesiyle Trabzonspor farklı bir yapıya büründü. Aslında bu yapının bizler yabancısı değildik. Geçen yılki takımın aynısını izliyoruz. Bu noktada Werner Lorant sıfatlı Hugo Broos'a ne gerek var diye sormadan edemiyor insan. Aslında sorunun cevabını bu camianın içindekiler çok iyi biliyorlar. Kukla bir başkanın olduğu kulüpte kukla bir teknik direktörün olması kaçınılmazdır. Teknik direktör umrumda değil ama Sadri Şener'in düşürüldüğü hali görünce her vicdan sahibi insan gibi ben de üzülüyorum.<br /><br />Gelelim saha içine. Küçük bir format değişikliğiyle 2 haftadır galip gelen bir takım izliyoruz. Onca hazırlık maçı yapacaksın ve ilk dört haftanın ardından takımın problemini tespit edebileceksiniz. Teknik direktörlük vizyonu bu olsa gerek. Şimdi insan düşünmeden edemiyor. Sadri Şener'in Samet Aybaba tercihi acaba bize UEFA Kupası'nda bir üst turun kapısını açarmıydı. <br /><br />Karşılaşmanın ilk yarısı izleyenler açısında adeta ne işim var ben burada havasındaydı. O yüzden Umut Bulut'un karşılaşmanın ilk yarısının uzatma süresinde attığı golün kıymeti çölde bulunan soğuk su gibi kıymetliydi. Allah'ı var çok klas bir goldü. Bu gol Trabzonspor'un ikinci yarıya daha rahat bir şekilde çıkmasına zemin hazırladı. Maçın İkinci yarısında Colman ve Gökhan Ünal (bana sorulacak olursa o gol Gökhan'a yazılmaz) farkı üçe çıkardı. Ardında Orhan Ak durumu 3-1 getirip skoru tayin etti.<br /><br />Bu maçın ardından iki oyuncu hakkında değerlendirme yapmak gerekliliği hissediyorum. Önce kötü olandan başlayalım. Geldiği günden beri sahada ruh gibi gezinen Gökhan Ünal bu maçta da istikrarından ödün vermedi. Mücadele etmedi, top kaybı yaptı kısaca kötüydü. Kendisi bu seviyede bir takımın forveti olmadığını yedi düvele bağırırken nedense değerli kulüp yöneticilerimiz bunu görmezlikten geliyorlar. Tabi kolay değil onların işi de. Trabzonspor tarihinin en büyük kazığını yanlış yaptık diyerek açıklamak yürek ister. Gelelim iyi olana. Drago Gabric geçtiğimiz hafta olduğu gibi bu hafta da iyi bir performans sergiledi. Oyun içindeki ofansif zekası takım hücumlarının hızla gelişmesini sağladığı için Trabzonspor'un vazgeçilmezlerinden olmasını şimdiden kestirmek güç değil. Adaptasyon sürecini doldurduktan sonra takıma olan katkısı daha fazla olacaktır.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-17961874324762242432009-09-10T23:50:00.005+03:002009-09-11T00:21:13.034+03:00Tony Sylva Fifa Tarafından Cezaya Çarptırıldı<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKs4rvX2nN5HjHR_ZQoneK0790jUNW71CwCcar9I8rsIVmDcpUZpMlsyHAwkxcMJI9UAQFzXryrqQghwFyUBcEmxvLJRMKYZIF3NB3_pcihx0VYikfeN4gqGZgtYXOpyww-zAYwnE3yq6e/s1600-h/asd.bmp"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjKs4rvX2nN5HjHR_ZQoneK0790jUNW71CwCcar9I8rsIVmDcpUZpMlsyHAwkxcMJI9UAQFzXryrqQghwFyUBcEmxvLJRMKYZIF3NB3_pcihx0VYikfeN4gqGZgtYXOpyww-zAYwnE3yq6e/s400/asd.bmp" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5379947251286245490" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Geçtiğimiz sezon transfer döneminde Fransa'nın Lille kulübünden Trabzonspor'a transfer olan 34 yaşındaki Tony Sylva eski kulübünün şikayeti üzerine 1,1 milyon euro tazminat cezasına çarptırıldı. Bu transfer gerçekleştikten sonra Lille Fifa'ya Tony hakkında şikayette bulunmuştu. Bu süreçte Tony Slyva zaten geçici lisans ile Trabzonspor forması giyebiliyordu. Bugün Fifa bu anlaşmazlığı sonuca bağladı. www.sport.fr internet sitesinin haberine göre Tony Slyva 1,1 milyon euro cezaya çarptırıldı.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-28343575930032759352009-09-06T23:53:00.003+03:002009-09-07T00:00:15.026+03:00Dünyanın İlk Profesyonel Futbol Kulübü : Notts County FC<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.nottscountyfc.co.uk/javaImages/dc/2d/0,,10426~3747292,00.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 498px; height: 289px;" src="http://www.nottscountyfc.co.uk/javaImages/dc/2d/0,,10426~3747292,00.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Dünyanın en pahalı futbol ligi dediğimiz zaman aklımıza tek bir lig gelir o da İngiltere Premier Ligi. Bunun sebepleri için sayısız veri sıralayabiliriz bir anda lakin iki tanesi hepsinden çok önemlidir. Birincisi, futbolun bu ülkede uzun yıllar öncesinde bir kültür haline gelmesidir diyebiliriz. Diğer sebep ise dünyanın ilk profesyonel futbol takımlarının bu ülkede kurulmuş olmasıdır. İşte bu noktada Notts County FC takımına değinmeden geçemeyiz. Çünkü bu kulüp dünyanın ilk profesyonel futbol takımıdır. <br /><br />Notts County FC, 1862 yılında İngiltere’nin Nottingham şehrinde kurulmuştur. Geçmişinde öyle çok büyük başarılara sahip değildirler belki ama önemli bir yolu açmış olduğundan dolayı bu kulübü futbolseverlerin ana hatlarıyla tanımasında fayda var diye düşünüyorum. 1862 yılında kurulan Notts County 1880’li yıllara gelindiğinde İngiltere’nin en iyi takımı konumundadır. İlerleyen yıllarda Fa Cup zaferleriyle bu söylediğimiz yargıyı adeta kanıtlarlar. Notts County , 25 Mart 1891 günü İngiltere Fa Cup turnuvasında finale çıkmayı başarmıştır. Finalde Balckburn Rovers takımına 3-1 yenilerek kupayı kaybeder.31 Mart 1894 yılında ise bu aynı kupayı kazankazanma başarısını gösterirler. Bu sırada Notts County FC ikinci lig takımıdır. Yani bir ikinci lig takımı olarak bu kupayı kaldırırlar. Finalde Bolton’u saf dışı bırakırlar.. Fa Cup tarihinde finalde ilk defa hattrick yapan oyuncu Notts County FC forveti Jimmy Logan olmuştur. Tarihlerinin en büyük başarısı bu kupayı kazanmaktır. Kulüp 1939 ve 1946 yılları arasında 2. Dünya Savaşı nedeniyle futbola ara vermiştir. İnişli çıkışlı bir grafikle günümüze kadar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Şu anda İngiltere 4. Ligi’nde mücadele etmektedirler.<br /><br />Yeni sezona iddialı bir şekilde girmek için ellerinden gelen her şeyi yaparak flaş diye adlandırılabilecek transferlere imza attılar. İlk önemli transfer İngiltere Milli Takımı’nın eski teknik direktörü Sven Goran Eriksson’un takımın başına getirilmesi olmuştur. Ardından dünya çapında tanınan Sol Campbell’ı renklerine bağladılar. Şu sıralarda ise yakından tanıdığımız Roberto Carlos ile transfer görüşmesi yapmaktadırlar. Başka yıldız oyuncularla da görüşmelere devam ettikleri basında yer almaktadır. Alt liglerde yer alan bir kulübün bu denli önemli oyuncuları, önemli ücretlerle transfer ediyor olması insanlara şaşırtıcı gelebilir. Yalnız bu kulüp kısa bir süre önce Ortadoğu bağlantılı bir şirket tarafından satın alındı bilgisi bu transferlere açıklık getirmektedir. <br /><br />Böylesine köklü bir kulübü bir futbolsever olarak İngiltere Premier Lig takımları arasında görmekten memnuniyet duyacağım. Bakalım endüstriyel futbol Notts County Fc takımını kurtarabilecekmi?Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-65198764772894104452009-09-04T23:16:00.002+03:002009-09-04T23:20:20.294+03:00Adanademirspor-Livorno (Endüstriyel Futbola Tepki)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://i28.tinypic.com/2eztdom.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 300px; height: 300px;" src="http://i28.tinypic.com/2eztdom.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Livorno şehrinin tarihsel gelişimine baktığımızda bugün endüstriyel futbola karşı duran sol eğilimli bir futbol kulübünün bu kentten çıkmasına şaşırmamak gerekir. Tarih boyunca özgürlükçü düşünceler Livorno şehrinde her zaman taraftar bulmuştur. 1587 yılında yayınlanan Leggi Livornine (Livorno Anayasası) bu şehri özgür bir kent haline dönüştürdü. İtalyan Komünist Partisi’nin bu şehirden doğduğunu belirtmekte fayda var.Livorno şehri halen daha İtalya’da solun kalelerinden birisi olarak varlığını sürdürmektedir. Böyle bir şehrin içinden çıkan Livorno futbol takımının bu düşüncelere kayıtsız kalması ise mümkün değildi. Bu takımın tribünleri elbette diğer futbol takımlarından çok farklı olacaktı. Che posterleri görmek ve Enternasyonal’i dinlemek bu tribünler için gayet doğal bir tavırdır. Hatta Irak işgali sırasında ölen İtalyan askerler için tüm ülke yastayken Irak lehine tezahurat yapacak kadar anti-faşizan bir yapıya sahiptirler. Endüstriyel futbolun dünya üzerinde en büyük düşmanı Livorno futbol takımıdır diyebiliriz. Cristiano Lucarelli , dünya futbolunun önemli yıldızlarından birisi olmasına rağmen tüm transfer ve reklam gelirlerini elinin tersiyle itip üstüne üstlük “Milyarlarınız Sizde Kalsın!“ isimli kitabı yazmıştır. Livorno gibi ilkeli bir takımın kaptanına da böylesine prensip sahibi bir tavır yakışırdı. Bir futbolsever olarak endüstriyel futbola karşı çıkıyor ve Livorno’nun bu onurlu tavrını tebrik ediyorum.<br /><br />Livorno’yu konu etmemizin sebebi Adanademirspor ile olan bağları. Adanademirspor’un kuruluşunda ise işçilerin olduğunu söyleyebiliriz.Gönül ister ki ülkemizde bir takım tıpkı Livorno gibi ilkeli bir zihniyete sahip olsun. Yalnız para tüm dünyada her şeyin önüne geçmişken aynı durum ülkemiz için de geçerlidir demek yanlış olmaz. Bugün Adanademirspor başkanının açıklamalarını dinleyene kadar aslında umudum vardı bu konuda. Yalnız açıklamasında ne şiş yansın ne kebap zihniyetiyle “futbolun sağı,solu olmaz“ ibaresi ortada var olan bulanıklığı berraklaştırdı. Ne yazık ki Adanademirspor bir bilinçle hareket etmiyormuş. Umarım gelecek yıllarda bu ilişkiler sağlamlaştırılır ve ülkemize futbol anlamında yeni değerler katmamıza vesile olur.<br /><br />Endüstriyel futbolu protesto etmek amacıyla (en azından Livorno’nun amacıydı) bu akşam Adanademirspor-Livorno maçı yapıldı. Karşılaşma başladığı gibi bitti. Bu maçın değeri saha içinde oynanan futboldan çok saha dışında verilen mesajlardan ibaret olduğu için skordan ve maç içinde olanlardan pek fazla bahsetmenin anlamı yok.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-68897669046100303932009-09-03T23:46:00.003+03:002009-09-03T23:52:46.943+03:00FİFA’dan Chelsea’ye Ağır Yaptırım<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:QkSoSpLYrjzX6M:https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwYE9_38l0H51Km46NyRdwuiAPkgR3yXJsX0_VLzCXkvobQ8eycXGhpHtejay75IbMLYf59HLhOiKYYkHO2JcjAL5VRY31yViGLY2Y0TD6GX1Gw6ngPXB8SY3KfqMntbOm4Jw0H7keMcE/s320/chelsea.png"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 95px; height: 118px;" src="http://t0.gstatic.com/images?q=tbn:QkSoSpLYrjzX6M:https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwYE9_38l0H51Km46NyRdwuiAPkgR3yXJsX0_VLzCXkvobQ8eycXGhpHtejay75IbMLYf59HLhOiKYYkHO2JcjAL5VRY31yViGLY2Y0TD6GX1Gw6ngPXB8SY3KfqMntbOm4Jw0H7keMcE/s320/chelsea.png" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />Son yıllarda endüstriyel futbolun en önemli temsilcisi olan İngiliz Premier Ligi ekiplerinden Chelsea, Fifa’nın vermiş olduğu kararla adeta şok oldu. Fransa’nın Lens kulübü ile yine Lens’in genç oyuncusu Gael Kakuta için aralarında anlaşmazlık bulunan Chelsea, Lens’in şikayeti üzerine Fifa tarafından 1 yıl boyunca transfer yapmama cezasına çarptırıldı. Bu karar eğer uygulanırsa İngiliz ekibi Ocak 2011 tarihinden önce transfer yapamayacak. Hem oyuncu hem de Chelsea kulübü Lens’e 780’er bin euro tazminat ödeyecek. Buna ek olarak Chelsea aynı takıma 130 bin euro antrenman ücreti adı altında bir başka tazminat ödeyecek. Genç oyuncu Gael Kakuta ise 4 ay futbol sahalarından uzak duracak. Chelsea’nin bu karara itiraz için Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne başvuru hakkı bulunmaktadır.<br /><br />Bir süredir Avrupa futbolu bu konuyu genel boyutlarıyla tartışıyordu. Ekonomik yönden güçlü olan ekipler ekonomisi daha zayıf olan takımların yetenekli oyuncularına sözleşmeleri devam ederken kulüplerinden habersiz görüşmeler yapması futbol camiasında rahatsızlık yaratıyordu. Bu çıkan kararın ise küçük takımların lehine emsal kabul edilebilecek nitelikte olduğu apaçık ortadadır..<br /><br />Adeta vahşi kapitalizmin esir aldığı dünya futbolu bu karardan sonra artık kendisine çeki düzen vermek zorunda kalacaktır. Ya yüksek bonservis bedelleriyle bu yetenekli gençleri kendi kulüplerine katacaklar ya da alt yapılarına önem verip bu gençleri onlar keşfedecekler. Her iki seçeneğin de futbol adına kazanım barındırdığını belirtebiliriz. Yüksek bedellerle transferler olursa küçük kulüpler daha fazla yatırım yaparak daha iyi futbolculara ulaşabilirler. Büyük takımlar alt yapılarına önem verirseler dünya futbolunda önemli yetenekler boy gösterecek. Futbol için önemli bir gelişme hatta bir mihenk taşıdır diyebiliriz bu karar için.Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4995011409100207315.post-42542089360572934292009-09-01T20:23:00.002+03:002009-09-01T20:26:04.294+03:00Trabzonspor Yönetiminin Şark Kurnazlığı 2 (Fatih Tekke)<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="http://www.spor61.net/images/news/fatih_tekke.20080515103743.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 450px; height: 400px;" src="http://www.spor61.net/images/news/fatih_tekke.20080515103743.jpg" border="0" alt="" /></a><br /><br /><br /><br /><br />Trabzonspor yönetimi taraftarlarıyla dalga geçmeye devam ediyor. Transfer sezonu başladığından beri Fatih Tekke ismi hiç Trabzonspor’un gündeminden düşmedi. Fısıltı gazetesi sürekli Fatih Tekke transfer edildi haberini anlattı durdu. Bu konuda çok dedikodu üretildi. Disiplinsiz o yüzden alınmadı dendi, o imamın kulüpte yeri yok dendi, Trabzonspor ile para pazarlığı yapıyor dendi. Bir kısmına şahsen ben bile inandım. Bugün gelinen süreçte ise Fatih Tekke hakkında bu asılsız iddiaların mantıklı olabileceklerine inandığım için kendisinden özür diliyorum.<br /><br />Transfer sezonunun ortalarında yapılan görüşmelerin sonunda her iki cepheden birbirinin aksi açıklamalar gelmişti. Trabzonspor yönetimi Fatih’i paragöz olarak lanse etmişti kamuoyuna. Fatih Tekke ise Trabzonspor ile para konuşmadığını ve konuşmasının mümkün olmadığını açıklamıştı. O günlerde herkesin kafasında bir soru vardı. Bir taraf yalan konuşuyor ama hangi taraf? Bugün transfer sezonunun son günü ve bu son günde yaşanan gelişmeler o soruya cevap verecek bir niteliğe büründü. Fatih Tekke eğer Trabzonspor ile para konuştuysa ve yüksek bir rakam telaffuz ettiyse neden Fatih Tekke hala daha Trabzonspor’un transfer gündeminde yer almaktadır. Demek sabit fikirli , vizyonsuz yöneticiler artık köşeye sıkıştılar. Burun büktükleri Fatih Tekke onlar için kurtarıcı konumuna gelmişti ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Bu süreçte Fatih Tekke’nin kendi takımında gösterdiği performans onun kulübü tarafından bırakılmasını zorlaştırmıştı.<br /><br />Bugün yaşanan gelişmelerde Zenit ile Trabzonspor kulübü anlaşamayınca bu transfer gerçekleşmedi. Burada farklı bir nokta var. Fifa’nın kararına göre yurtdışı transferlerinde oyuncu 28 yaşını geçmişse kulübünden 1 yıllık alacağı karşılığına denk gelen bonservis bedeli ile bir başka kulübe transfer olabilir. Bu durumda Fatih’in bonservis bedeli 2,5 milyon euro civarında bir rakama tekamül etmektedir. Gabric transferi için hiç düşünmeden bu parayı veren bir kulübün Zenit ile pazarlık yapmasına dahi gerek yoktur. <br /><br />Gelelim Trabzonspor yönetiminin taraftarı aptal yerine koyan tavrının analizine. Fatih Tekke, iş bilmez bir kısım yönetici tarafından istenmediğinden dolayı transfer edilmemişti. Transferin son gününde forvet bölgesine yeni bir transfer yapamayacaklarını anlayan yönetim taraftarın gazını almak için bir operasyon yaptı. Fatih Tekke ve kulübüyle görüşülecek , anlaşma sağlanamadığında kimse onlara neden almadınız demeyeceklerdi. Çok güzel bir söz vardır bu konuya uygun düşen. “Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş; yerini genişletmişler yenim dar demiş.“ Madem bu oyuncuyu almaya niyetiniz yok neden şark kurnazlığına başvuruyorsunuz? Sadece sizler mi omuzlarınızın üzerinde taşıdığınız kütlelerde zeka taşıyorsunuz? Bu tür oyunlarınızı sadece ve sadece size dalkavukluk yapan, çıkar peşinde koşan lüzumsuz insanların yediğini hala daha öğrenemediniz mi? <br /><br />Trabzonspor yönetiminin tüm üyelerine buradan seslenmek istiyorum. Bugün yapmış olduğunuz görev sebebiyle Trabzon sokaklarında başınız dik dolaşabiliyorsunuz ama yarın bu kulübe vurmuş olduğunuz prangalar nedeniyle o sokaklarda utancınızdan gezemez hale geleceksiniz. Tabi hala bir utanma duygunuz varsa ve o duygunuzu menejerlere komisyon olarak satmadıysanız…Uzunoğluhttp://www.blogger.com/profile/14007171912853962113noreply@blogger.com2