7 Temmuz 2009 Salı

TRABZONSPOR ÜZERİNE DÜŞÜNCELER




Trabzonspor üzerine bugüne kadar çok yazdık ,çizdik. Bunların hepsi masumane sevgimizin ürünleriydi. Hani insan sevdiğine olumsuz özellikleri yakıştıramazmış ya bizde belki de bu şekilde yaklaştığımızdan ötürü hep bir şeyleri kaçırdık. Bu eksikliğin seni veya beni yok Trabzonsporluların hepsi bunda mesuldür.

Ortada kronik bir hasta belki de kanserli bir vücut var. O kanser vücuda bir yerden yayılmış. Nereden yayıldığının bir önemi de yok. Tüm vücudu sarmış bu. Yönetim, futbolcu, teknik direktör, eski oyuncularımız, medya (yerel), taraftar gibi dinamiklerimiz bir vücuda benzettiğimiz Trabzonsporumuzun uzuvlarıdır.Ne yazık ki bu uzuvların hepsi birden hastalıklıdır.

25 yıllık bir başarısızlık var elimizde. Bugüne kadar hep günlük olaylara bağladık bu başarısızlıkları. Oysa problemimizin kaynağını bulmaya çalışmamız gerekirken birilerini linç etmekte bulduğumuzu sandık çareyi. Yol ayrımına yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Ya bu devran böyle gelmiş böyle gider gibi bir anlayışla kendimizi kadere teslim edip başarısızlığı kanıksar bir yapıya bürüneceğiz ya da bu iş böyle gitmez arkadaş durun bakalım diyeceğiz. Trabzonspor büyük takım kalmak ve kalmamak ayrımını yapmak üzeredir. Tercih bizlerin...

İç dinamiklerimizi değerlendirirken en baştan başlamanın yararı var. Bu sebeple konuya yönetim kademesinden başlamak istiyorum. Bu değerlendirmede gelip geçici kişilerden ziyade onların işlevlerinden yola çıkmanın faydalı olacağına inanıyorum. Dünya futbolundan bihaber olan insanların yöneticilik yapmalarının mümkünatı yok. Modern futbolun gereklerini bilmeden atılacak adımlar zaman zaman olumlu dahi olsa bir sürekliliğe sahip olmayacaktır. Bu sorun sadece bizim takımımızın sorunu değildir. Türk futbolunun bir problemidir. Başarılı olmanın bir yolunun fark yaratmak olduğunu düşünecek olursak bu konuyu önemsememiz gerekmektedir. Hele hele maddi anlamda rakiplerimizden geride kaldığımız gerçeği ile karşı karşıyayken böyle bir atılma muhakkak ihtiyacımız var.

Yöneticiliği reklam aracı olmaktan çıkartmamız gerekmektedir. Bunu gerçekleştirmenin yegane yolu genç , idealist insanlara yöneticilik kapısını aralamaktır. Bu potansiyel Trabzonspor’un bünyesinde var.

Futbolcu ve teknik heyet kapsamında problemler en önemli sorunumuzu teşkil etmektedir. Her iki kesimin olası bir şampiyonluk sürecinde baskıyı kaldırabilme sıkıntısının olduğu gün gibi aşikardır. Bunu gidermenin tek yolu bu kişilere profesyonel destek sağlamaktan geçmektedir. Ülkemizdeki genel kanaat bu desteğe biz delimiyiz şeklinde tepki gösterse dahi bilimin ışığına karşı gelmenin doğru olmadığını düşünmekteyim.

Takımımızda görev yapacak futbolcu ve hocaların Trabzon menşeli olmasının önemsenmesinin bir değeri yoktur. Trabzon şehrinde o liyakatte insanları bulabiliyorsak elbette onlar görev yapsınlar yalnız sırf Trabzonlu diye bu kulübün üzerinden birilerine paye vermek belki o paye alanlara yarar sağlar ama takımımıza büyük zararı dokunmaktadır.Bu mikro milliyetçilikten derhal sıyrılmamız gerekmektedir.

Futbolculara değinmişken kangren olmuş alt yapımızdan da söz etmek gerek. Futbol şehri Trabzon’un son yıllarda Türk futboluna yeni yetenekler katamaması garipsenmesi gereken bir durumdur. Eski usullerin artık verim sağlayamadığını biliyoruz. Bu nedenle alt yapısı sağlam bir Avrupa kulübü bu konuda örnek alınmalıdır ve gerekli atılım bu uğurda yapılmalıdır. Yapacağımız ortalama bir futbolcu transferini yapmayıp o maddi kaynağı buraya sevk edersek gelecek yılları garanti altına alırız. Bunu yapmak çok zor değil bizim gibi bir kulüp için.

Transfer meselesi kulüplerin en önemli problemidir. Problemidir diyorum çünkü bizim için gerçekten bir problem niteliğindedir. Bu işi de profesyonel ekiplere devretmek gerekmektedir. Aksi halde mikro milliyetçilik ve kişisel çıkarlar hatalı transferlere sebebiyet vermektedir. Takımın sırtına boş yere fazladan yük binmektedir bu şekilde. Özellikle yerli transfer konusunda gurbetçi oyunculardan bize yarayabilecek olanlar mümkünse daha 15-16 yaşından itibaren izlenmeye başlanmalıdır.

Futbolu iyi oynamak demek futbolcudan anlamak demek değildir. Bu yüzden eski futbolcularımıza ve özellikle işi oyuncu izlemek olmayan , bu işi adeta bir hobi gibi yapan insanlara oyuncu izlettirilmemelidir.

Eski oyuncularımız ve medyayı aynı bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Anlayış olarak ilkellikte Afrika’nın yamyam kabilelerini aratmayacak olan yerel medya fazlaca önemsenmesi gerekmektedir. Kaos ortamından adeta haz alan bu kişiler kulüp tarafından dışlanmalıdır. Bu durumun özgürlüğe sığmadığı düşünülebilir. Üst kimliğimiz olan Trabzonspor’a zararı dokunuyorsa şahsen ben öyle bir özgürlük tanımıyorum. Kulüple alakaları kesilince 3 gün muhalefet ederler 4. gün hizaya gelirler. Eleştiriye karşı çıktığım anlamı çıkmasın buradan. Mantık dahilinde her türlü eleştiri yapılmalıdır ama mikro milliyetçiliğin mantıkla bağdaşan bir tarafı bulunmamaktadır.

Eski oyuncularımız medya aracılığı ile biz efsaneyiz, efsaneyi biz yarattık gibi antipatik söylemlere devam ettiği müddetçe kişisel olarak hiçbir zaman saygı duymayacağım onlara. Bu anlayış takıma zarar vermektedir. Bunların içinde egosu yüksek olanların takımın az başarılı olması onların eteklerini tutuşturmaktadır. Çünkü onların ellerinden ben efsaneyim argümanını aldığınız zaman söyleyecek sözleri kalmayacaktır. Hiç kimse Trabzonspor’un üzerinde değildir. Kişisel çıkarları sekteye uğramasın diye medyada takımı eleştiren eski oyunculara ne saygım ne de sevgim var...

Taraftar konusu aslında çok uzun bir yazı gerekmektedir. Takdir edilecek yerler var eleştirilecek yerler var. Sabırsız bir taraftarımız var yorumu klişe haline geldi. Bunu bu kadar basit algılamıyorum ben. Bu sabırsızlıkta bana göre medyanın yönlendirmesinin etkisi çok büyük. Tez canlı insanlar olduğumuz için bu yönlendirmeyle beraber ani tepkiler gösterebiliyoruz. Tribün konusunda daha yapıcı olmamız gerek. Tribünlerimiz ne yazık ki organize olma konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Bunun bir çözüme kavuşması takım adına olumlu gelişmelere vesile olabilir.

Biraz fazla uzun oldu. Bir taraftarın derdini dökmesi diyebiliriz buna aslında. Bunu bir konu olarak açmamın sebebi fikri boyutta enine boyuna bunları tartışmamızın bizleri doğru sonuçlara ulaştıracağına olan inancımdır.Yanlış düşündüğüm veya eksik bıraktığım kısımlar muhakkak vardır.

0 yorum: