25 Eylül 2009 Cuma
Yalancı Baharın Hazin Sonu
Trabzonspor son iki haftaya dokuz gol sığdırarak taraftarlarına adeta bir bahar havası yaşatmıştı. Bahar gelecek için umut demek olduğundan olsa gerek Trabzonsporlular bu iki maçla beraber çiçek açmıştı. Oysa doğanın kanunudur; erken çiçek açarsan olgunlaşmadan solup gidersin. Bu akşam Ankara tıpkı böyle bir soluşa tanıklık etti. Turkcell Süper Lig’in 7. haftasının açılış maçı Trabzonspor’u bu sezon karanlığa gömen bir maç oldu.
Oysa karşılaşma çok iyi başlamıştı. Taktiksel saplantılarından kurtulan Hugo Broos 4-4-2 formatıyla iki hafta galip gelmişti. Kazanan takım her zaman doğru işleri yapan takımdır felsefesinden hareketle aynı taktikle karşılaşmaya başladı Hugo Broos. Kadroda küçük değişiklikler yaptı sadece. Rigobert Song’un defansın sağında oynaması Broos’un hanesine artı olarak yazılacak bir tercihti diyebiliriz. Daha maçın hemen başında Umut Bulut’un asisti ve Drago Gabric’in golüyle öne geçti Trabzonspor. Akabinde Gökhan Ünal’ın pasını iyi değerlendiren Colman skoru 2-0’a getirmişti. O esnada artık 4-5 farka gidecek maç denilirken Gençlerbirliği hazırlanışıyla Avrupai tarzda bir golle farkı bire indirdi. Zira ligimizde böylesine organize şekilde adam kaçırıp gol yapmak pek kolay kolay izleyebileceğimiz bir şey değil. Karşılaşmanın ilk yarısı bu skorla sona ererken sahada oynanan futbolun ikinci yarıda Trabzonspor’u çok zorlu bir 45 dakikanın beklediğini Hugo Broos haricinde herkese bas bas bağırıyordu.
Zaman zaman duyarız bir yerlerden. Ah nerde o eski bayramlar. Hugo Broos tıpkı böyle bir özlemle ikinci yarıya başladı. Trabzonspor’u rezil kepaze ettiği 4-5-1 formatına dönerek kendi eliyle Gençlerbirliği’ne 3 puanı sundu. Gençlerbirliği ise bana bir puan yeter diyerek kanaatkâr bir tavır sergiledi.
Karşılaşmadan akılda kalan birkaç nokta var. Trabzonspor açısından Alanzinho’nun oyundan alınırken formasını çıkartıp yere atması maçtan akılda kalan bir görüntüydü diyebiliriz. Bir yabancı oyuncunun forma ile alakalı düşünceleri ile bizim düşüncelerimiz aynı olmayabilir. Arada kültür farkı bu ayrıma nedendir. Bu noktada Alanzinho’nun tavrına futbolcu bağlamında tepki göstermenin pek ehemmiyeti yok benim için. Asıl tepki gösterilmesi gereken ona o formanın Türk insanı için ne anlam ifade ettiğini anlatamayan kulüp mensuplarıdır.
Gençlerbirliği bu yıl çok diri , pas yüzdesi yüksek, skor ne olursa olsun sonuna kadar mücadele eden bir ekip kurmuş. Sezon başından beri mağlup olmamaları bu dediklerimizi kanıtlar niteliktedir. 2 farklı mağlubiyetten gelip maça ortak olmak pek gördüğümüz bir şey değil ligimizde. Gençlerbirliği’nin iki oyuncusuna değinmek gerekir. Birincisi 61 numaralı formasıyla ikinci golü atan Bilal. Trabzonspor bir Trabzonlu tarafından vuruldu. Öz evlatçı zihniyet takozlara verdiği değeri böylesine yetenekli gençlere vermiş olsaydı Trabzonspor için şu anda çok farklı şeyler söylüyor olurduk. Diğer değinilmesi gereken futbolcu bana göre maçın yıldızıydı. Trabzonspor takımının sol kanadını felç eden Hurşit bu maçta çok çalıştı ve takımının ataklarında aktif rol oynadı. İlk defa izlediğim bu oyuncuya bu sezon dikkat etmekte fayda var diye düşünüyorum. Çok büyük bir oyuncu potansiyeli olmasa bile takımına katkı sağlayan iyi bir oyuncu potansiyeli var kendisinde.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder